-
1 hokka
hokka s(mürekkep \hokkası) Fass nt; (tükürük \hokkası) Napf m\hokka gibi oturmak ( giysi için) wie angegossen sitzen -
2 kalıp
1) Form f; (alçı \kalıp) Abdruck m\kalıp dökmek Formen gießen\kalıp gibi oturmak ( giysi için) wie angegossen sitzen -
3 alt
\altı alay üstü kalay ( fam) oben hui, unten pfuimasanın \altı die untere Seite des Tischesmasanın \altında unter dem Tischbir şeyin \altını çizmek etwas unterstreichenbir şey bulmak için odanın \altını üstüne getirmek das Zimmer auf den Kopf stellen, um etwas zu finden2) ( giysi)\altına etmek ( fam) sich in die Hosen machençocuğun \altını değiştirmek dem Kind die Windeln wechselnbir işin \altından kalkamamak mit einer Sache nicht fertig werden könnenII adj Unter-, unter-\alt katta im Untergeschossköyün \alt tarafında unterhalb des Dorfes -
4 pazarlık
biriyle bir şey için \pazarlık etmek mit jdm um etw handeln [o feilschen]biriyle \pazarlık etmek mit jdm verhandeln, mit jdm Verhandlungen durchführen -
5 tuvalet
tuvalet ssabah \tuvaletini yapmak die morgendliche Toilette machenhanımlar gran\tuvalet geldiler die Damen erschienen in großer Toilette
См. также в других словарях:
askı — is. 1) Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne Giysi askısı. 2) Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ 3) Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikmek — 1. i, e, er 1) Bir cismi dik olarak durdurmak Bir yere direk dikmek. 2) Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir. F. R. Atay 3) i Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırka — is., Ar. ḫirḳa 1) Genellikle soğuktan korunmak için giyilen, kumaştan, bazen içi pamukla beslenmiş, ceket biçiminde, önden açık, kollu üst giysisi Bol hırkasının içinde ne kadar zavallı hatta ne kadar gülünçtü. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Genellikle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kışlık — is., ğı 1) Kışın oturulan yapı, yer Sıcak yaz aylarını geçirmek için deniz kenarlarına, kırlara, tepelere kaçanlar, şimdi birer birer kışlıklarına dönüyorlar. A. Haşim 2) sf. Kışa özgü, kış için Kışlık giysi … Çağatay Osmanlı Sözlük
önlük — is., ğü 1) Yemek yaparken giysinin önü kirlenmesin diye giyilen, boyundan askılı ve bele bağlanan örtü Önünde önlük bağlı, kırk yaşlarında kadar bir kadın geldi. M. Ş. Esendal 2) İlköğretimin ilk beş yılında öğrencilerin giydiği bir örnek giysi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
damatlık — is., ğı 1) Damat olma durumu, güveyilik 2) Damat için alınmış, yapılmış giysi, armağan Damatlıklarını giyinmiş. 3) sf. Damatken kullanılan veya yapılan Damatlık elbise. Damatlık tıraş … Çağatay Osmanlı Sözlük
dirsek — is., ği 1) Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı 2) Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş. P. Safa 3) Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası Bu iki boruyu bir dirsekle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fayrap — is., bı, İng. fire up 1) Bir istim kazanının, istim oluşturacak biçimdeki yanar durumu 2) argo Herhangi bir şeyi veya işi hızlandırma 3) argo Kapı, pencere, giysi vb.ni açma, çıkarma 4) ünl. Gemilerde ateşçiye ateşi harlandırmak için verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
forma — is., İt. forma 1) Biçim, şekil 2) Öğrencilerin, sporcuların, bazı mesleklerde çalışanların giydikleri, bağlı bulundukları okul, spor kulübü veya meslekleri belirten tek tip giysi 3) Tek kâğıt tabaka üzerine basılan on altı sayfalık kırılmış kitap … Çağatay Osmanlı Sözlük
gecelik — is., ği 1) Yatakta giyilen giysi, gömlek Sabahleyin giyinmem, gecelikle dolaşırım. B. Felek 2) Bir gece için ödenen ücret Geceliği beş milyon lira olan oda. 3) sf. Geceye özgü olan, gece kullanılan Birleşik Sözler bir gecelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
gömlek — is., ği 1) Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı. S. F. Abasıyanık 2) Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük